30 Eylül 2011 Cuma

IZLEMEDEN GECME..

http://ithecoolhunter.net/rss
http://thecoolhunter.net/rss





Renk Testi ile Karakterinizi Bulun








Hepimiz hayat boyunca belirsizlik içinde yaşarız. İşte bu bilinmeyenler içimizde korkulara başarısızlığa hatta strese yol açar. Bir kere kendinizi anladıktan sonra her şey daha bir açıklık kazanmaya başlar. Testi alın ve kendinizi daha iyi tanıyın. (Toplam 2 Soru)


1. Aşağıdaki renklerden en favori renginizi seçin


SARI MAVİ KIRMIZI


2. Aşağıdaki renklerden en favori renginizi seçin


YEŞİL MOR TURUNCU






DEĞERLENDİRME


Sarı ve Yeşil: Bakıcılar


Gerçekçi bakış açınız kendiniz ve çevrenizdekiler için güvenli ve rahat bir ortam yaratıyor. Karşınızdakini dinliyor ve ne söylemek istediğini anlıyorsunuz. İnsanların sözlerini olduğu gibi kabul etmek yerine sorular sorarak gerçekten neye ihtiyaçları olduğunu bulmaya çalışıyor ve bu arada onların kendilerini daha iyi tanımalarına yardımcı oluyorsunuz.


İnsanlara bakmak ve yardım etmek sizin doğal bir yeteneğiniz. Fakat aşırıya kaçtığınız zamanlarda ne yazık ki kimseye yardımcı olmuyorsunuz. Bazen başkalarının kendi ihtiyaçlarını keşfetme yetisine saygı göstermeniz gerekir. Sürekli insanları kurtardığınız ve yardım ettiğiniz zaman onların kendi problemleri ve sorumlulukları ile yüzleşmelerine engel olursunuz. Dolayısıyla geri adım atın ve insanların sizin desteğiniz olmadan kendi ayakları üzerinde durmalarına izin verin. Eğer başarısız olurlarsa bunu normal olduğunu hatırlayın çünkü ancak o zaman kendileri için neyin doğru olduğunu aramaya ihtiyaç duyabilir ve kendi çözümlerini bulabilirler.


Yaşamda sürekli başkalarının bakış açılarını anlamaya çalıştığınız için kendinizi ihmal ediyor olmanız yüksek bir ihtimaldir. Çevrenizdeki insanları unutmaya ve kendi ihtiyaçlarınıza konsantre olmaya çalışın. Bu şekilde başkalarının da size yardımcı olması için imkân yaratmış ve kendi mutluluğunuzu ikinci plana atmamış olursunuz.


Eğer sarıyı yeşilden daha çok seviyorsanız ilişkilerinizden ziyade kişisel gelişiminize ve kariyerinize daha gerçekçi yaklaşıyorsunuz demektir.


Eğer yeşili sarıdan daha çok seviyorsanız ilişkilerinize daha gerçekçi yaklaşıyorsunuz ve hedeflerinize daha az yoğunlaşıyorsunuz demektir.


Sarı ve Mor: Aracılar



Siz yaşamdaki amacınızı bulmak için bir yolculuğa çıkmış gibisiniz. Önce olayları yaşıyor sonra geri çekilip analiz etmeye başlıyorsunuz. Bu sizin olgunlaşmanıza yardım ediyor. Her anın değerli olduğuna inanıyor ve keyif almaya çalışıyorsunuz.


Manevi değerlere verdiğiniz önem başkalarının kendi içindeki maneviyatı aramalarına yol açıyor. Meraklı akılcı gözlemler yaparak ve duygularınızı ifade ederek insanları etkiliyorsunuz. Dahası kendilerinde olumlu değişimler yapma isteği uyandırıyorsunuz.


Siz harika bir iletişimcisiniz. İnsanları taraf tutmadan dinleme ve söylenenleri olduğu gibi anlayabilme yeteneğiniz var. Konuşma sırasında olayların içini görebiliyor ve gerçekten ne yapılması gerektiğini hemen kavrayabiliyorsunuz. Yeteneklerinizi en iyi konuşurken ortaya çıkarabiliyorsunuz. İletişim kurarken siz kişisel ve profesyonel olarak mucizeler yaratıyorsunuz.


Fakat ne yazık ki değişime duyduğunuz büyük ihtiyaç nedeniyle gerçekler ve istekleriniz arasında kesin bir çizgi koyamıyorsunuz. Doğal yeteneklerinizi kullanarak neyin gerçek neyin potansiyel bir ihtimal olduğunu ayırt etmeye çalışın. Doğru adımı atacağınıza güvenin. Siz pozitif değişimleri nasıl yapabileceğini çok iyi bilen birisiniz.


Eğer sarıyı mordan daha çok seviyorsanız bir durumun potansiyel sonuçlarından ziyade gerçekçi taraflarını görmeyi tercih ediyorsunuz demektir.


Eğer moru sarıdan daha çok seviyorsanız olabilecek imkânları düşünüyor ve yaşamınızdaki gerçekleri ikinci plana atıyorsunuz demektir.


Sarı ve Portakal rengi: Teknik düşünenler



Sizin temel düşünceleriniz genelde işleri nasıl sonuçlandıracağınızı planlamak üzerine yoğunlaşmış. Sistematik bir yaklaşım geliştirerek işleri ilişkilerinizi ve hatta yaşamı anlamaya çalışıyorsunuz. Siz kendinizi çevrenizde ki kaynakları arttıran bir insan olarak görüyorsunuz.


Çevrenizdeki yetenekleri ve kaynakları araştırıyor deneme yanılma yolu ile dünyanızı tanımaya çalışıyorsunuz. Keşifleriniz ile yetenekli insanları ve kaynakları doğru yerde kullanma gücünü kazanıyorsunuz.


Eğlenmek sizin için bir olaydaki bütün gerçekleri araştırmak ve tüm parçaların doğru yerine oturmasını sağlamak demektir. Siz bir işte ya da ilişkideki başarılı kısımları büyük bir dikkat ve zevkle incelersiniz. Her başarılı bölüm sizin için tekrar değerlendirebileceğiniz ya da başka bir alanda yeniden kullanabileceğiniz değerli bir parçadır. Birçok kişinin şaşkın ve hayranlık dolu bakışları altında siz var olan kaynaklardan yeni ve orjinal kavramlar olgular yaratırsınız.


Teknik yaklaşımınız rahatlıkla eksik yapılan işleri hemen görmenizi sağlar. Bu başkalarında kendilerini savunma ihtiyacı doğurabilir ve sizi aşırı ciddi olmakla suçlayabilirler. Genelde bir hata yapıldığında siz bunu fark eden ilk kişi olduğunuz için insanlar sizden çekinmeye başlayabilir.


Fazla hareketin olmadığı bir ortamda özellikle dikkatli olun. Yeniliklerin olmadığı bir ortamda kendinizi değişmez bir döngü içinde hissedebilir ve mutsuzluk yaşayabilirsiniz. Başkaları sizi negatif mızmız ya da sorun arayan birisi olarak görebilir. Gerçekte siz aslında sadece kayıpsınız ve ne istediğinizi bulmaya çalışıyorsunuz.


Eğer sarıyı portakal renginden daha çok seviyorsanız kişisel gelişiminiz başkaları ile olan ilişkilerinizden daha önemli demektir.


Eğer portakal rengini sarıdan daha çok seviyorsanız başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarınızdan daha önce düşünüyorsunuz demektir.



Mavi ve Yeşil: Güven uyandıranlar



Siz başkalarına yardım etmekten ve destek olmaktan zevk alıyorsunuz. Limitsiz merakınız gerçekten ne düşündüklerini söylemeleri için insanlara ortam yaratıyor. Siz karşınızdaki kişinin hayallerini görebiliyor ve gerçek ihtiyaçlarına duyarlı olabiliyorsunuz. Onlara kendi yeteneklerine güvenmeleri için gerek duydukları öz güveni veriyorsunuz. İnsanların kendilerini önemli hissetmelerini istiyorsunuz ve bunu dinleyerek sağlıyorsunuz.


Başlangıçta ortama uyum sağlamaya ihtiyacınız var. Başkaları sizin onlar gibi olduğunuza inanmalılar. Sonra gerçek karakteriniz ortaya çıkmaya başlıyor. Bu durumda insanlar bildiklerini zannettikleri bu yeni kişiye uyum sağlamaya çalışırlar. Bu özelliğiniz yüzünden bazen ihtiyaçlarınıza cevap vermeyen durumları ya da ilişkileri kendinize çekersiniz.


Siz dikkatle dinleyen birisiniz. Başka insanların ne hissettiğini bilmek istersiniz. Bu yetenek sizin müziği ve yabancı dilleri daha iyi duymanızı sağlar. Eğer imkânlarınız varsa bir müzik aleti çalabilir ya da kendi diliniz dâhil başka dilleri fazla aksan olmadan konuşabilirsiniz. Düşünce ve duyguları açık olarak ifade edebilirsiniz.


Aşırı ciddi olduğunuzda ya da fazla rahat hissettiğinizde kişisel gelişiminizi ihmal etmeye başlarsınız. Ne istediğinizden ve ne beklediğinizden emin olun. Böylece başkaları sizin ihtiyaçlarınızı nasıl karşılayacaklarını bilirler ve yaşamınız daha keyifli bir hal alır.


Eğer maviyi yeşilden daha çok seviyorsanız kariyeriniz ya da kişisel hedefleriniz sizin için birinci sırada demektir. İlişkileriniz hayallerinize uyum göstermek zorundadır.


Eğer yeşili maviden daha çok seviyorsanız başkalarının hayallerine destek olmaya daha çok önem veriyorsunuz ve kendinizi ikinci plana atıyorsunuz demektir.



Mavi ve Mor: Düşünenler


Siz oluşumu incelersiniz. Bir şeyin neden var olduğunu bilmeye ihtiyaç duyarsınız. Bulduğunuz sonuçlar sizin büyük resmi görmenizi sağlar. Neye ihtiyaç olduğunu bulma kabiliyetiniz sizin olayları iyileştirmenizi sağlar. Geleceğe yoğunlaşarakfikirler ve olaylar sanki olmuş bitmiş gibi düşünebilirsiniz. Siz gelecekteki dünyada yaşarsınız. Bu kafanızda ki bir resimdir.


Siz insanların motivasyonunu ve sebep-sonuç ilişkilerini anlayabildiğiniz zaman performansınızın en üstünü yaşarsınız. Sürekli hareket planı hazırlamak için kafanızın içinde olayları kategorize ediyorsunuz. Bu planlar olmadan organize olmak sizin için çok zordur. Zaman zaman gündüz hayal kurarak geçiren bir insan haline gelebilirsiniz.


Siz yol açan öncüsünüz. Yeni fikirleri ve yapıları geliştirmeye karar verdiğiniz zaman büyük keyif alırsınız. Fikirleri kafanızın içinde gerçeğe dönüştürmek ihtirasınızın artmasını sağlar. İnancınız güçlü olduğu zaman gerçeklere bakmadan olayları üstlenebilirsiniz. Kendiniz ve başkaları hakkında geliştireceğiniz yanlış ön yargılar sizi ortamın dışına sürükleyebilir.


Sürekli yeni bir şeyler yapma ihtiyacınız sizin hazırda yapmış olduklarınızı takdir etmenize engel olabilir. Kafanızın içinde çok fazla resim olması yaşamınızı zorlaştırabilir. Diğer insanlar ve olaylar size yetişemeyebilir. Farkında olmadan çevrenizden ve kendinizden imkânsızı istemeye başlayabilirsiniz.


Eğer maviyi mordan daha fazla seviyorsanız kendi hayallerinizi ilişkilerinizden daha ön planda tutuyorsunuz demektir.


Eğer moru maviden daha çok seviyorsanız ilişkilerinizde nasıl güçlü olabileceğinize daha çok ilgi duyuyorsunuz demektir.


Mavi ve Portakal Rengi: Yapıcılar


Siz heyecanlı bir yaşam bekliyorsunuz. Bunu çift karakteriniz ile başarıyorsunuz. Bir dakika yeni bir ev tipi yapmak isteyen yaratıcı ve özgür düşünen birisisiniz ikinci dakika da ise tarzınızı değiştirip niye bir insanın böyle bir fikri ortaya savunabileceğini sorgulayan geleneksel bir eleştirmen oluverirsiniz. Siz sosyal bir muammasınız.


Merakınız pek çok farklı kesimden kişiler ile iletişim kurmanızı sağlar. Siz bu ortamlarda gelişip serpilirsiniz. Partilerde eğlenceli kişilerden biri sizsinizdir. Arkadaşlarınız pek çok farklı ortamdan gelen ve farklı ilgi alanları olan insanlardan oluşur. Bazen durup kendinize şaşırırsınız; sürekli bu çılgınlıkları kendinize nasıl çektiğinizi düşünürsünüz. Fakat içten içe bilirsiniz ki aşırı tek düzelik kişinin gelişimini durdurur ve siz kesinlikle tek düze bir ortamda bulunamazsınız.


Dünyanın size ihtiyacı olduğuna inanmak istersiniz. Çoğu kez kontrolünüzün olmadığı sosyal konular üzerinde düşünüp bir anlam çıkarmaya çalışırsınız. Sonunda ise boşa harcadığınız zamandan yorgun düşmüş ve duygusal olarak çökmüş hissedersiniz. Anlamanız gerek ki dünya hiç bir zaman istediğiniz gibi mükemmel bir ortam olmayacak. Bir insan ancak bir yere kadar olayları kontrol edebilir. Zaman içinde göreceksiniz ki kontrol edemediğiniz sosyal kavramlar üzerinde enerjinizi harcamak yerine kendi çevrenize ve yaşamınıza konsantre olursanız çok daha etkili değişimler gerçekleştirebilirsiniz.


Bir iş yaparken amaca ve hedefe tüm varlığınızı veremiyorsanız başarılı olmanız mümkün değildir. Bütün kalbiniz ile girişmiyorsanız o işi bırakın ve bir sonrakine geçin. Siz yeni bir şeyler yapmak eğer bu imkan elinizde yoksa mutsuz olmanız kaçınılmazdır.


Eğer maviyi portakal renginden daha çok seviyorsanız bir işi önce nasıl yapacağınızı düşünür sonra planınızı gözden geçirip hatalarını incelersiniz.


Eğer portakal rengini maviden daha çok seviyorsanız anlık heyecanlara kapılıp planlarınızı unutmanız çok kolaydır



Kırmızı ve Yeşil: Kaynak Yöneticileri


Pratik ve insanlara değer veren bir yapınız var. Başkalarına yaşamlarında daha anlamlı ve değerli aşamalar katetmeleri için yardımcı olursunuz. Hiç kimse sizi kandıramaz. Siz dinamik birisiniz ve herkesin ne yaptığını ya da amaçladığını çok iyi bilirsiniz. Neyin önemli olduğunu bilmenizi sağlayan özel bir yeteneğiniz vardır. Bir öğretmen ya da ebeveyn gibi insanların yaşamlarını daha iyi nasıl yapabileceklerini düşünürsünüz.


Siz en çok elinizdeki kaynakların nasıl kullanılacağını idare ettiğinizde başarılı olursunuz. Başlangıçta çok eğitmek amacı ile başlamanıza rağmen daha sonra aşırı otoriter olabilirsiniz. Hatta aşırıya kaçıp patronluk taslayabilirsiniz. Ne yazık ki orta dereceniz yok ya eğiticisiniz ya da otoritersiniz. Bu durum çevrenizdeki insanların kafasını karıştırabilir. İnsanlar patronluk tasladığınızda bile insanların iyiliğini düşündüğünüzü her zaman fark edemeyebilirler.


Üzgün olduğunuzda baskı altında kaldığınızda yada sarhoş olduğunuzda kırmızı rengini simgeleyen tarafınızı ortaya çıkarırsınız. Yeşilin sakinleştiren etkisi olmadan aşırı davranışlarınız ile dostlarınızı oldukça şaşırtabilirsiniz. Eğer yeşili kırmızıdan daha çok seviyorsanız bu karakter daha bile çarpıcıdır. Eğer çevrenizdekiler bu süreçlerden birinde size farklı davranmaya kalkarsa bunun nedeni muhtemelen sizi tanıyamadıkları içindir.


Eğer kırmızıyı yeşilden daha çok seviyorsanız başkalarından önce bir hedefin başarılması için nelerin yapılması gerektiğine önem verirsiniz. Bu yapınız sizin kendinize güvenmenizi ve direk olmanızı sağlar


Eğer yeşili kırmızıdan daha çok seviyorsanız destekleyici yanınız ön plana çıkar ve öncelikle enerjinizi başkalarının ihtiyaçlarına yönlendirirsiniz.



Kırmızı ve Mor: Birleştiriciler


Siz olayların duygusal yanları ile gerçekleri birleştirmeyi seversiniz. Bir olay olduğunda önce durumu analiz edersinizsaçmalıkları bir tarafa atar ve insanları bir araya getirerek durumun düzelmesini sağlamaya çalışırsınız. Başkaları sizin düzene olan ihtiyacınızı aşırı ciddi olarak görür. Siz başkalarına fikir verirken yada açık açık düşüncelerinizi söylerken en başarılı olursunuz. Başkalarına destek olmak kendinizi iyi hissetmenizi sağlar.


Vücut diliniz insanları size çeker. Merakınız hareket yaratır. Siz seksi bir insansınız. Yeni olgular sizi heyecanlandırır ve yeniden canlanmanızı sağlar. Fakat aynı zamanda yenilikler yapmanız gerekenleri bitirmenize engel olabilir. Ertelemeyin... Heyecanınız sönmeden önce işlerinizi bitirmeye çalışın.


Olayların ve insanların göründükleri gibi olduğunu bilmeye ihtiyacınız vardır. Bu yapınız özellikle kötü bir ruh hali içinde olduğunuzda daha belirginleşir. Çevrenizi kontrol eden bir yapıya bürünürsünüz. Bazen olayların sadece negatif yanlarını görürsünüz. Böyle durumlarda öylesine kuşkucu ve aşırı analitik olursunuz ki herkesin moralini bozabilirsiniz. Duygularınızı ve davranışlarınızı çalışan bir plan ile birleştirmeye ihtiyacınız vardır. Yoksa geleceğinizi yönlendirmek sizin için çok zor bir hal alacaktır.


Eğer kırmızıyı mordan daha çok seviyorsanız en popüler insan olmaktansa işlerin doğru şekilde yürümesine daha çok ilgi duyarsınız. Sözlerinizin sonuçlarını düşünmeden konuşma eğilimindesiniz.


Eğer moru kırmızıdan daha çok seviyorsanız insanların tepkilerine çok önem veriyorsunuz demektir. İstediğinizi almak için cazibenizi ve çekiciliğinizi kullanırsınız.


Kırmızı ve Portakal rengi: İnsancıllar



Siz bireyselliğe saygı duyarsınız. Siz kendi yolunuzda yürümeye ve kendi düşüncelerinizi özür dilemeden açıkça konuşmaya inanırsınız. Eğer birisi çizgisini aşarsa sessiz kalmazsınız. Koşulsuz sevgi arıyorsunuz ve insanların herhangi bir kısıtlamautanç yada korku olmadan kendilerini ifade edebilecekleri bir ortam yaratmayı ümit ediyorsunuz.


Kendinize yakın bulduğunuz insanlar ile içten ve samimi ortamlarda bulunmayı seviyorsunuz. En büyük her zaman en iyi olmayabilir sizin için. Küçük şehirler pek çok arkadaş ve hatta karmaşık duygular gerçekleri görme yeteneğinizi yok edebilir.


Siz başkaları için neyin çalışmadığını görebilirsiniz. Sonrada hazır olsun veya olmasınlar olduğu gibi gerçeği söylersiniz. Bu açık sözlülük kendisine güveni olmayan insanlar için ürkütücü olabilir ve sizden uzaklaşmalarına yol açabilir. Diğerleri ise sizi güvenilir ve koruyucu olarak görür.



İş yapmaya yoğunlaşmış kişiliğiniz sizin duygusal yanınızı saklar. Bu sizin koruma mekanizmanızdır. Biraz daha açılmalısınız. Zayıflıklarınızı göstermekten çekinmeyin. Tıpkı bir mıknatıs gibi hak ettiğiniz sevgiyi ve saygıyı kendinize çekmeye başlayacaksınız. Çünkü insanlar böylece sizi tanıyabilir ve gerçekten hak ettiğiniz değeri ancak o zaman verebilir.


Eğer kırmızıyı portakal renginden daha çok seviyorsanız dünyada pozitif bir değişim yapmaya öyle yoğunlaşmış durumdasınız ki ilişkilerinizi ikinci plana atıyorsunuz.


Eğer portakal rengini kırmızıdan daha çok seviyorsanız herkesin iyiliği için olayları tamir eden ya da arabuluculuk yapan birisiniz demektir
http://www.kisiselgelisimveolumlamalar.com/psikoloji/renk-testi-ile-karakterinizi-bulun-2656/msg3628/#msg3628


 

Beyoğlu’nda Ücretsiz Film Coşkusu

14. İstanbul Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali başladı. Belgesel Sinemacılar Birliğince düzenlenen festival 3 Ekim’e kadar 70 filmi ücretsiz olarak sinemaseverlerle buluşturacak.
Beyoğlu Belediyesinin ev sahipliğini yapacağı festivalde 23′ü Türkiye’den 47′si yurtdışından olmak üzere 70 film gösterilecek.
Festival kapsamında gösterilecek filmler, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi ve Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi’nde gösterilecek.
Festival 3 Ekim 2011 tarihine kadar devam edecek ve filmler ücretsiz olacak.”

alinti;http://www.sosyalmedyahaber.com/beyoglunda-ucretsiz-film-cosgusu

Fince

Meraklisina


Fince
Fince Finlandiya'da %95 oranında 6 milyon kişi tarafından ve civarındaki kuzey avrupa ülkerinde azınlıklarca konuşulan ural-altay dil ailesinden bir dildir.

Türkçe gibi bitişken, yazıldığı gibi okunan ve sesli uyumuna sahip bir dildir fince. Bu özelliği ile türkçe bilenlerce öğrenilmesi oldukça kolaydır. Yaklaşık 300 kadar temel fince kök vardır ve türkçe'dekine benzer yapım ekleri ve bileşik sözcüklerle yüzbinlerce sözcüğe ulaşılır.

Alfabesi şöyledir:

Fince Türkçe 
----- ----- 
A     a
E     e
İ     i
O     o
Ö     ö
U     u
Y     ü
ä     ae


B     b
C     c
D     d
F     f
G     g
H     h (sözcük başındaysa kh gibi okunuyor) 
J     y
K     k
L     l
M     m
N     n
Nk,ng ng (eski türkçe'de bu geniz n'si vardı, günümüz türkiye türkçesinde olmasa da ortaasya türkçelerinde hâlâ yaygın kullanılır)
P     p
R     r (bizdeki gibi bol rrrr'lı)
S     s (gene güçlü seslendirilen bir s)
T     t 
V,w   v
Z     z


Not 1: b c d f z harfleri özgün Fince'de yoktur, yalnızca başka dillerden ödünç alınmış sözcüklerde kullanılır.

Not 2: Eğer iki sessiz harf yanyana ise, bu o sessizi söylemezden önce hafif bir duraksama anlamına geliyor: missä = mi,sa (nerede demek)

Not 3: İki sesli yanyana ise hafif uzun okunuyor.

Bizim için dikkat edilmesi gereken nokta j harfinin y diye okunduğunu, y harfinin ise ü diye okunduğunu, ve ä harfinin 'kağıt'taki a gibi okunduğunu bilmek. Gerisi kolay.

Birkaç temel fince günlük dilde kullanılan söz örneği (yazıldığı gibi okunuyor):

Kyllä = evet (y'yü ü diye okumayı ve ll'den önce hafifçe duraksamayı unutmuyoruz: kü,la)

Ei = hayır (ei'yi yanyana okurken haliyle 'ey' diye çıkıyor ağızdan)

Moi = naber

Mitä kuuluu? = nasılsın?

Kiitos, hyvää = teşekkürler, iyi (hyvää 'hüva' diye okunuyor)

Kiitos = teşekkürler

Ole hyvä veya ei kestä = birşey değil

Mikä sinun nimesi on? = senin adın ne? ('sinun' ile 'senin' arasındaki benzerlik Ön-Fince - Türkçe ilişkisinden gelme)

Nimeni on ... = adım ... (yukarda fince 'ad' sözcüğü 2nci tekil şahsa sorarken 's' ekini almıştı, şimdi 1inci tekil ve 'n' ekini aldı. Bizdeki 'adı(n)' 'adı(m)' gibi)

Hauska tavata = memnun oldum

Anteeksi = pardon

Missä wc on? = tuvalet nerede?

Ole hyvä = lütfen (çok sıkıştıysanız dersiniz *)

Hyvää huomenta = iyi sabahlar / günaydın

Hyvää päivää = iyi günler

Hyvää iltaa = iyi akşamlar

Hyvää yötä = iyi geceler

Näkemiin = hoşçakal

Hei hei = görüşürüz

Apua! = imdat!

Varo! = dikkat!

En ymmärrä = ben anlamıyorum (mm'nin m ve rr'nin r sesinden önce duraksamak anlamına geldiğini unutmadan: en ü,ma,ra)

Az önce yukarıda 'adım şu' derken 'nime(n)i on ...' diyorduk. İşte ordaki 'n' eki 'ben' anlamındaki 'en' sözcüğünün 'n'si.

Fince 'sen' 'te' sözcüğü ancak 'senin' 'sinun' ve 's' ile 't' sesleri dilin üst damakta hemen hemen aynı yere değmesi ile elde ediliyor. Her dilde uzun yıllar içinde 's', 't', 'd' sesleri dönüşüme, değişime uğrar. Fince'de de öyle olmuş. Sözcük sonlarında ve uzun sözcüklerde 'sen'in 's'si korunurken kısa sözcükte ilk nefesle söylenirken 't'ye dönüşmüş. 'sen' 'te' olmuş. Ural-altay dil ailesi sonuçta...

Fince sayılarsa şöyle:

1 yksi (üksi okunur) 
2 kaksi 
3 kolme 
4 neljä 
5 viisi 
6 kuusi 
7 seitsemän 
8 kahdeksan 
9 yhdeksän 
10 kymmenen (kü,menen okunur) 
Bir ek olarak 10: toista 
11, 12, 13 ... -toista (15 = viisitoista mesela) 
Onlulardan sonrakilerde rakam eki başa geliyor: 
20 kaksikymmentä 
21 kaksikymmentäyksi 
30 kolmekymmentä 
Kısaca onlulardan sonrakilerde rakam adlarının arasına 'kymmentä' ekleniyor. (kü,menta okunuyor) 
63 = kuusi-kymmentä-kolme (tiresiz bitişik yazılıyor tabii: 'kuusikymmentäkolme') 
100 sata 
200 kaksisataa 
... ...-sataa 
1000 tuhat 
2000 kaksi tuhatta 
... ...-tuhatta 
1000000 miljoona 
1000000000 miljardi 
1000000000000 biljoona (bizdeki trilyon) 


Birkaç zaman sözcüğü şöyle:

Nyt = şimdi

Myöhemmin = sonra (mü-ö-he-min diye hecelenir)

Ennen = önce

Aamu = sabah

Keskipäivä = öğlen

İltapäivä = öğleden sonra

İlta = akşam

Yö = gece

Tänään = bugün

Eilen = dün

Huomenna = yarın

Tällä viikolla = bu hafta

Viime viikolla = geçen hafta

Ensi viikolla = önümüzdeki hafta

Kello yksi aamulla = saat sabahın biri

Kello kaksi aamulla = saat sabahın ikisi

Kello kolmetoista = saat öğlen bir

Kello neljätoista = saat öğlen iki

Keskiyö = geceyarısı

Not: Fince'de de bizdeki gibi 24 saatlik zaman kullanılıyor, 12lik am/pm sistemi değil.

... Minuutti = ... Dakika

... Tunti(a) = ... Saat

... Päivä(ä) = ... Gün

... Viikko(a) = ... Hafta

... Kuukausi veya ... Kuukautta = ... Ay

... Vuosi veya ... Vuotta = ... Yıl

Not: Parantez içindeki (a)'lar birden çok gün, hafta vs için.

Maanantai = Pazartesi

Tiistai = Salı

Keskiviikko = Çarşamba

Torstai = Perşembe

Perjantai = Cuma

Lauantai = Cumartesi

Sunnuntai = Pazar

Tammikuu = Ocak

Helmikuu = Şubat

Maaliskuu = Mart

Huhtikuu = Nisan

Toukokuu = Mayıs

Kesäkuu = Haziran

Heinäkuu = Temmuz

Elokuu = Ağustos

Syyskuu = Eylül

Lokakuu = Ekim

Marraskuu = Kasım

Joulukuu = Aralık

Tarih bizdeki gibi yazılıyor, İngilizcedeki gibi değil: 3 Heinäkuu 2010 mesela 3 Temmuz 2010 anlamında.

Günümüz Fince'si Avrupa dillerinin etkisiyle SVO türü sözdizimine dönüşse de özgün biçimi SOV sözdizimine sahip. Yani Türkçe'deki gibi özne-tümleç-yüklem sözdiziminde. Ancak bitişken diller genelde serbest bir sözdizimine sahiptir. Türkçe, Korece, Fince, Macarca, Japonca gibi... Bir tek yüklemin sonda olması, devrik cümle olmaması açısından önemli.

Hem bu serbestlik hem de ödünç alınan tamlamalar sebebiyle çağdaş Fincede yüklem genelde cümle ortasına geliyor. Yine de Türkçe'de kurduğumuz sıraya göre cümleler kurduğumuzda bir Fin bunu anlamada sorun yaşamıyor.

Özetle Fince bizler için öğrenmesi gayet kolay bir dil. Kalevala'yı kendi dilinden okumak isteyenler rahatlıkla bir iki ayda bu dili öğrenebilirler.